4 Ekim 2008 Cumartesi

S.T.A.L.K.E.R. + Oblivion Lost, Vol. II

Oh yes.

Devam etmeden önce bi iki şeye daha bakalım. Mesela yapay zeka. Oldukça hoş ve gerçekçi. AI nöbet tutuyor, dolanıyor. Saldırı anında siper alıyor, hareketi koruyor, bomba atıyor. Grup halindelerse örneğin iki kişi dikkat çekmek üzere ateş ederken bir kişi sağdan iki kişi soldan dolanıp düşmanı çevrelemeye çalışıyor. Duruma göre saklanıp yerini belli etmiyorlar.Ve hain herifler, hiç de seslerini çıkarmıyolar! Öldürdüm sanıp loota başlıyosun, sessizce arkana gelip shotgunı dayayıveriyorlar enseye! Eğer farkedersen, ya da farkettiğini düşünürse diyelim, zira adamı bazen görüyosun ama o senin gördüğünü farketmeyip gizli gizli geldiğini sanıyor, sonra dönüp BAM diye kaşlarının ortasına koyuyorsun buckshotı. Düşmanlar da kanıyorlar sonra, bandajları yoksa kanayıp ölüyorlar. Sonra loot yapıyorlar! Üstüne bir de daha iyi silah bulurlarsa kullanmaya başlıyorlar. Bunu kullanmak da mümkün, örneğin, özellikle bir çatışma olacağını biliyorsan, gidip adamlara daha iyi silahlar satıyorsun ya da yere bırakıyorsun, hemen kapıyorlar ve bi ellerindeki fort-14 tabancaya, bir de verdiğin AK-74'e bakıp tüfeği çekiveriyorlar. Ha bu arada, farketmek falan diyordum. Yapay zeka otomatik olarak yerini bilen türden değil. Yani yakın sayılabilecek mesafelerden bile adamları gizlenerek öldürmek tamamen mümkün. Tabi susturucu kullanmak lazım, aksi takdirde BADADADADABURADAYIMBENDADADAD şeklinde ateş ettiğinden pek anlamı kalmıyor. Adamların silahın parlamasını veya seni görüp farketmeleri pek tabi mümkün, ancak doğru şekilde yapınca adamları teker teker temizlemek de son derece yapılabilitesi yüksek. Yapay zekanın tepkilerini görmek de güzel oluyor. Hele susturucusuz bir sniperla adamlara uzaktan saldırıyorsanız falan, görmelisiniz, kafayı yiyorlar. Bir sağa bir sola koşturan, eğilen kalkan saçmalayan tipler. Yerinizi görürlerse saldırıya başlıyorlar, ancak adamlar saklanırken, bakmıyorken (ya da mesela bomba atıp siz bakmamalarını sağlayabilirsiniz) yer değiştirmek mümkün, tekrar farkedene kadar sizin eski yerinizde olduğunuzu var sayıyor adamlar. Tabi veteranları kafalamak kolay olmuyor, ama yine de mümkün. Ah ,evet, stalkerlar tecrübe seviyelerine göre sınıflandırılıyorlar ve PDA (el bilgisayarı diyelim) aracılığıyla etraftaki Stalkerların isim, grup, oyuncuya karşı tavrı ve tecrübe seviyesini görmek mümkün. Yani etrafı temizledikten sonra PDA'ya bakmak iyi oluyor, zira bir veteran düşman varsa muhtemelen çıkıp lootlamanızı bekliyordur. Öte yandan iki acemi varsa belki çok da sorun olmayacaktır (tabi elinde Obakanlarıyla bekleyen iki adam acemi de olsa bir tehdittir, orası ayrı). Gördüğünüz üzere anlattıkça anlatıyorum, zira oyundaki olayların sonu yok. AI boşken de süper. Stratejik noktaları tutuyorlar, bu noktalardan küçük gruplar birleşip ava çıkıyorlar, dolanıyorlar. Bir noktayı tutarken bir kısmı nöbette bekliyor, bir kısmı dolanıyor, bir kısmı ateşin başına ya da korunaklı bir yere oturup geyik yapıyor, gitar çıkarıp şarkı söylüyor! Oyunun inanılmaz atmosferinde, inanın bu anlar çok değerli oluyor. Hani bir grup loner (anlatıcam) görüyorsunuz, yanlarında bir kaç zombi cesedi var, bi ateşin başındalar.. Gidip oturasınız geliyor. Hele geceyse.. Oh, evet. Gece. Neyse, böyle yani, adamlar kendi aralarında takılıyorlar. Ayrıca öyle silahınızı sallaya sallaya yaklaşırsanız hepsi silahlarını çekip tip tip bakıyorlar. Silahla konuşmaya çalışırsanız bırak len onu diyorlar bir kaç kere, dinlemezseniz yumruğu geçiriveriyorlar. Yaa, yaa.

Loner dedim, oyunda bazı gruplar var. Loner dediklerimiz, bir tarafa bağlı olmayan, kendi aralarında kurdukları kampları olsa ve birbirlerine yardım etseler de, temelde tek başına takılan asıl stalkerlar. Bu arkadaşlar Zone içinde dolanıp, anomalyler arası seke seke dolaşıp artifact topluyorlar. Klasik olarak banditler var. Emeğe saygı!!!11 mottosundan nasibini almamış bu şerrefsizler, dostum izmirli dedin ama zenci çıktı diye köşeden fırlayıp stalkerları öldürüp mallarını çalıyorlar. Yine klasik olarak military abiler var. Bunlar kağıt üzerinde mekanın hakimleri, ve arkalarında hükümet olduğundan gayet sağlam silahları oluyor. Böyle kafalarına göre stalker kamplarını basıyorlar ve %90 kill-on-sight modundalar diğer herkese karşı. Mercenary abiler var, bunlar çeşitli gruplar tarafından para yedirilmiş, iyi silahlarla donatılmış, belli amaçlar peşinde koşan tipler. Daha bir "faction" tadını veren iki grup var. Birisi Duty. Bu abiler Zone içinde kontrolü sağlamak peşindeler. Zone içinde mutantlar ve benzeri tehditlerle savaşarak, artifact yağmalama olayını minimuma indirip düzeni kurarak bir yerlere vurmayı umuyorlar. Duty ile savaş durumunda olan Freedom grubuysa, Zone'u kontrol etmek yerine anarşist yaklaşımlar peşindeler. Bu adamlar Zone'un merkezine yerleşmiş Monolith grubuyla pek bir diş dişeler, ancak onun dışında proaktif olarak Duty'ye karşı savunma yapmak dışında bir konuyu zorlamıyorlar. Monolith ise religious fanatics modunda, Zone'un merkezinde bir Monolith olduğuna ve dilekleri gerçekleştirdiğine dair efsaneye inanıyor ve bu monolithe tapıyorlar. Bu amcaları oturmuş tapınırken falan görmek mümkün, çok eccayipler. Son olarak bilim adamları var, bu abiler de araştırma peşindeler, orada burada görmek mümkün, ayrıca bir de base of operations tadında bunkerları var. Duty ve Freedom gruplarına katılmak, bilim adamlarına da destek vermek mümkün. Eğer bir tarafa katıldıysanız, adamlarına gidip gel hacı tek başıma tırsıyorum diyerek bir grup oluşturabilir, toplu şekilde gezip önünüze gelene üç tekme de basabilirsiniz ki, bu da ayrı bir keyifli olay.

Bu arada bakın yine bir bilgi çıktı arada.. Zone'un kendine has mitolojisi var. Monolith bunlardan biri. Örneğin başka bir inanca göre reaktörün oralarda ölümsüz bir controller var. Bu tarz muhabbetleri diğerlerinin PDAlarından indirmek mümkün, Local Folklore adı altında saklanıyor PDAnızda.

Controller demişken, oyundaki rakiplerinize de değineyim. Bu saydığım factionlara mensup, çeşitli silah ve zırhlara sahip insanların yanısıra, çeşşit çeşit mutant var. Kör mutant köpek sürülerinden, kan emen görünmez yaratıklara; poltergeist denen hayaletimsi varlıklardan snork denen hayvanlaşmış mutant stalkerlara... ve tüm hepsinin en korkuncu ve tehlikelisi diyebileceğimiz, psişik saldırılar yapan Controller'a... Rakip olmasa da başınıza bela olacak başka bir şey de anomalyler. Bahsetmiştim herhalde kısaca ama yine değineyim. Bunların hepsi farklı bir olaya sahip. Birisi sizi çekip havaya savururken, biri asit gibi yakıyor, öbürü elektrik çarpıyor. Bunların etki alanlarını kontrol etmek için sonsuz sayıda vidanız var, atıyorsunzu yere, düştüğü yerde bişey olmadıysa güvenlidir, basabilirsiniz. Yoksa KABAZJJJZJARRR diye elektrik dalgaları uçuştuysa, yolunuzu değiştirmek hayırlı olacaktır. Anomaly olmasa da belli bölgelerde radyasyon seviyesi de yükselebiliyor. Eğer korunmanız yoksa, inventory'den de göreceğiniz üzere radyoaktivite vücudunuza yerleşmeye başlayacaktır. Bu da gittikçe artan seviyelerde hasar görmek demek. Radyasyondan kurtulmanın rahat yolu anti-rad ilacı almak. Ancak bu ilaçtan yoksa vodka da içebiliyorsunuz, tabi görüşünüz falan değişiyor, sallanmaya başlıyorsunuz o ayrı. Rakipler zorluklar diye madem uzattım, bir de şey olayı var. Silah ve zırhınız hasar alıyor. Tamir ettirebiliyorsunuz gerçi ama yine de bir gözünüzü orada tutmak gerekiyor. Özellikle zırhlar için, zira durabilitysi düştükse korumaları da düşüyor. Bir bakıyorsunuz delik deşik olmuş aşmış zırhınız, çakma bir ceket kadar bile koruyamıyor sizi. Yaa, yaa.

Hah, şimdiiii. Ne diyordum?

Nedir bu oyunu "aaabiiiiii" diye anlattıran? İşte işte, tüm bu olayların birleşimi. Yani şöyle oluyor mesela. Kamptan çıkıyorsunuz bir görev için, kampın hemen dışında dolanan stalkerlara mutantların saldırdığını görüyor ve yardıma koşuyorsunuz. Kısa bir çatışmanın ardından mutant köpekleri yeniyorsunuz, yaraları sarıp birşeyler yiyorsunuz. Sizin stalker kankalar da aynısını yapıp bi tarafa doğru gitmeye başlıyorlar. Bakıyosunuz.. siz ne ya. Abi bakıyosun, gittikleri yer stratejik bir nokta; köprüdür, küçük bi köy ya da büyükçe bir binadır.. E tabi gönlün el vermiyor, yürüyün kardeşlerim diyerek sen de katılıyorsun. Saklanıyorsun, sizinkiler dalarken etraftan dolanıp yanlarından giriyorsun. İkisini aldıktan sonra yerini farkediyorlar, bir bomba sallıyor ve yerini değiştiriyorsun. Seni öldürmek üzere ikisi gidiyor, yeni sote mekanından adamları rahatça vuruyor ve sizinkilerle çatışanların arkasından giriyorsun. İki ateş arasında kalan grubu bitiriyorsunuz. Yara sarıp, yemek yiyip yağmadan payını aldıktan sonra saate bakıyorsun, biraz dinlenmeye karar veriyorsun, zira hava birazdan kararacak ve gece vakti yolculuk etmek tehlikeli olabiliyor. Uygun bir yere gidip kıvrılıyorsun içine uyku tulumunun.... (bilerek bahsetmedim söyleyeceğim şeyden şimdiye kadar)... ve bir zonklama sesiyle, kırmızı bir gökyüzüne uyanıyorsun. NPCler huzursuzca etrafa bakınıyorlar ve heryeri rahatsız edici bir sessizlik kaplıyor. Sonra heryer kararıyor... Ve birden gündüz gibi aydınlanıyor! Saate bakıyorsun... hala gecenin bir yarısı! Nihayet, kendini gösteriyor: Bir sarsıntı, bir gürleme! Zone başka bir kriz geçiriyor: bir blowout! Tüm NPCler deli gibi güvenli bir yer bulmak üzere koşuşturuyorlar, mutantlar kafayı yiyorlar ve saldırganlığın dibine vuruyorlar. Bir dakikayı bulmayan bir süre içinde her yer bir kararıyor, bir aydınlanıyor; arada gökyüzü kıpkırmızı oluyor ve yer sarsılıyor. İçgüdüsel olarak kaçma ihtiyacı benliğini sarıyor. Şanslıysan korunaklı bir yere giriyorsun: Bir sığınak, bir bina, bir tren vagonu! Güvenli bir yere kaçamayacak kadar şanssız olanlarsa kızıl gökyüzü altında inanılmaz yoğunlukta radyasyon ve nükleer serpintiye maruz kalıyorlar. Mutantlar acı içinde yere yatıyorlar, mutant olmayanlarsa genelde hayatta kalamıyorlar; ya da hayatta kalmak için sayısız anti-rad/medkit harcıyorlar, tabi ellerinde varsa. Bir kaç dakika sürüyor bu panik durumu. Son bir kararmayla bitiyor, ve ortaya yeni çıkan pek çok mutant deli gibi en yakın yere saldırıyorlar. Eski anomalyler yokolup yenileri ortaya çıkıyor. Anlayacağınız, korkunç bir kaos bu blowout. Ve rasgele, herhangi bir yerde herhangi bir zaman olabilir. Murphy kuralları genelde işliyor, en olmaması gereken yerde oluyor. Ancak bu oyuna cidden inanılmaz bir gerilim katıyor.. Blowout efektleri zaten adamı bitiren cinsten.


STALKER böyle bir oyun işte. Sizi içine çekiyor, heyecanla kavrıyor, içgüdülerinize ulaşıyor ve kendinizi kaptırmanız için elinden geleni yapıyor. Oyunu olabildiğince kendinizi kaptırabileceğiniz şekilde, mümkünse loş bir ortamda oynamanızı tavsiye ederim. Oyun o kadar dolu dolu ve açık uçluluğu o kadar güzel ki, cidden oyunu oynadıkça oynayasınız geliyor.

S.T.A.L.K.E.R. + Oblivions Lost 2.x is Maelstorm approved. Mael out.

Hiç yorum yok: